11.08.2022, 23:14

Beyaz Ayakkabılar 3

Uzunca bir sessizliğin ardından Ayşe öğretmeni iki defa sevindirecek durum vuku buldu. Melek parmak kaldırmıştı. Bu herhangi bir öğrencinin kaldırdığı herhangi bir parmak değildi…

Ayşe öğretmenin gönül köyünün en kuytu kapısının tokmağına bir yabancı girmek üzere dokunuyordu sanki…

Ayağa kalktı renkleri toza bulanmış bez ayakkabılarının içinden kendini gösteren başparmaklarını birbirine dayayarak sanki oradan güç alarak konuşmaya başlamıştı…

  • Öğretmenim; polisler şikayet edilen yahut kanunlarca suç sayılan herhangi bir şeyi yapmış olan kişiyi yani suçlu diye bildiğimiz o kişiyi alırlar. Eğer yaşadığı olay televizyona çıkmışsa kimse olayın nasıl olduğunu merak etmez. O artık suçludur. Aylar sürecek olan süreç sonunda masum olması ortaya çıksa dahi ailesi ve yakınları düşünülmeden daha mahkemelere çıkarılmadan suçlu ilan edilir. Hâlbuki daha emniyette sorgu ve araştırmaları yapılacaktır. Bu aşamaya “fezleke” denir. Bir manada başlangıcı temsil eder. Daha sonra savcıya gönderilir. Savcı devleti temsil eden kişidir. Fezlekede suç unsuruna rastlamazsa kovuşturmayı kapatır. Eğer ki suç unsuru varsa durum artık kovuşturmadan soruşturmaya aşamasına geçer. İlgili alanda işlediği suça göre uygun mahkemede yargılaması yapılacaktır. Bu mahkemeler, Aile mahkemesi, asliye ceza mahkemesi ya da Ağır ceza mahkemesi olabilir… Sanırım başkaları da var ama ben bunları biliyorum…

“Bu aşama sonrasında uygun olan savcı iddianame hazırlar. İddianame demek, suç işlediği düşünülen kişinin yaptıklarının karnesi ve karşılığında devletin isteyeceği ceza durumudur. Mahkemede suçlu bilinen kişi kendini iddianamedeki suçlara göre savunur avukatı da kendisine yardım eder. Avukatı kendisi parası varsa tutacaktır. Parası yoksa devlet de avukat verir. Tabi ki kişinin parası ile destek aldığı avukat müvekkili suçlardan kurtulsun diye daha çok uğraşır. Müvekkil demek, avukatın savunduğu kişi demektir. Son durumda ise karar yetkisi yardımcıları ile birlikte hâkimindir. Ceza vererek hapishaneye gönderebilir. Bazen de vermez evine gönderebilir… “ dedi.

Sınıfta uzunca süren bir sessizlik oldu. Ayşe öğretmen ve öğrencilerin hemen hepsi anlık bir şok içerisindelerdi. Sadece “polis yakalar, hakim cezasını verir” cevapları ile hediye çantayı vermeye hazırlanan öğretmeni adeta ders almış bir halde konuşmak için zihnini kelime olimpiyatlarına dahil etmişti…

Ne acı ki hiç sormaması gereken soru ardından yetişemeyeceğini bile bile ağzında çıkıvermişti…

  • Kızım bu kadar şeyi nereden biliyorsun?

Esmer teninin siyah kaşları ile kurduğu ahengi bozmak için var olmuş yeşil gözleri ile uzunca Ayşe öğretmenine baktı…

  • Öğretmenim…

  • Bazı şeyleri isteyerek öğrenmez insan… Öğrendiği için de hiç mutlu olmaz…
  • Keşke ben de bilmiyor olsaydım… Çok başka şeyler öğrenmek konuşmak için uykusuz kalmak isterdim. Lakin kursağımız hevesler mezarlığı…

İkinci defa amatör davranmak istemeyen, en son kız kardeşinin saçlarını kızdırmak için kestiğinde babasının karşısında yaşadığı tedirginlik ile çığlık atarcasına çıkardı cümlesini Ayşe öğretmen…

  • Tamam bakalım… Hediye paketini sen kazandın. Söyle bakalım içinde ne olsa sevinirdin…
  • Bilmem ki, dedi…

O sırada yanında oturan arkadaşı söze girmişti “Öğretmenim ben biliyorum bana söylemişti. Okulun arkasında ki çarşı yolunda bir ayakkabıcı var ya oradaki beyaz ayakkabıları çok beğeniyormuş”…

İşin aslı içerisindeki ayakkabıların nasıl olduğunu Ayşe öğretmende bilmiyordu.

Kutuyu Melek’e uzattı. Kalp atışlarının çıkardığı ses o kadar yoğundu ki, birkaç saliselik zaman diliminde dün düştüğünde yaşadıkları geldi aklına… O zaman da bu şekilde hiçbir şey duyamamıştı…

Kutu açıldı… Mavi renk bir çift bot vardı. Numarasını sordular. Bir numara büyüktü. Mevzuyu izahı mümkün hale getirmek gerekiyordu.

  • Kızım zil çalınca laboratuvara geçersin orada sana uygunu vardır belki…

O sırada sıra arkadaşı söze girdi.

  • Beyaz istiyordun mavilerle idare edersin artık…

Melek ise, Ayşe öğretmenin zihnine kazıdığı saniyelerde bir dolu söz daha etti…

  • Her şeyin istediğim gibi olduğu zamanlardan korkarım ben. Sonrasında mutluluğu hissedemeyecek kadar üzülürsün… Mavi olması daha güzel…

Laboratuvara indi. Kendisine uygun numarayı seçti. Elindekileri bıraktı. Bir çift beyaz vardı. Onlara da baktı. Ama mavileri aldı. Ahmet öğretmen “Büyük olan numarayı da al kızım seneye de onları giyersin” dedi.

  • Peki, ben bunları giyersem ayakları bu ayakkabılara uygun olan başka biri ayakkabısız kalırsa nasıl yaparız, dedi.
  • Onlara da ayakkabı ayarlarız. Sen al bunları da…

Kendine uygun olanları aldı. Diğerlerini kutusuna koydu. Kapıya doğru yöneldi. Tam çıkarken durdu. Geriye doğru döndü. Ve bir cümle söyleyip devam etti.

  • Ali öğretmenime teşekkürlerimi iletirseniz çok sevinirim…
Yorumlar (5)
Seyhan 2 yıl önce
Keske ben de bilmiyor olsaydım, kaleminize sağlık hocam
Hande 2 yıl önce
Hocam emeğinize sağlık yalnız böyle parça parça olunca bütünlüğü sağlamak zor oluyor
Ibram 2 yıl önce
Kaleminize saglik hocam
Ismail 2 yıl önce
Yeni kitabiniz nezaman cikacak??
Aişe 2 yıl önce
“lakin kursağımız hevesler mezarlığı “ öyle gerçek ki
Günün Anketi Tümü
Bu sezon gol kralı kim olur?
Bu sezon gol kralı kim olur?
Namaz Vakti 23 Nisan 2024
İmsak 04:19
Güneş 05:52
Öğle 12:52
İkindi 16:38
Akşam 19:42
Yatsı 21:08