13.10.2022, 11:37

Bordo Kazak

Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
Ya çobansız bırakma Allah'ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah'ım!

Arif Nihat ASYA (Dua)

Henüz iki yıldan fazla zamanı olsa da çalışmalara erken başlamıştı. İnce eleyecek sık dokuyacak ama nihayetinde alacağı güzel puanlar ile ailesini ve kendisini mutlu edecek bir üniversitede eğitimine devam edecekti.

Sınavda çıkması ihtimal tüm konuların başlıklarını şimdilerde üniversiteyi bitirme sürecinde olan kuzeninin de yönlendirmesi ile listelemiş ve bir mana da yola girmişti.

Birkaç zaman sonra konuların da karmaşık hale gelmesiyle keyifsiz ahvalini soran babasına alacağı ders desteği ile işinin çok daha kolay olacağını paylaşmış ve teklifine olumlu yanıt gelmişti. Babanın araştırması sonucu dört gün sonra matematik öğretmeni İbrahim Bey gelecek ve artık konularına birlikte devam edeceklerdi.

İlk dersi bitirdiklerinde aldığı olumlu enerji sonraki tüm ders bitimlerinde devam edecekti. Ders bittiğinde adeta üzülüyordu. Yakalanan çok keyifli bir hava vardı. Her ikisi de keyifle konuları eritiyorlardı. Hele ki son yaptıkları ders bitiminde muhabbet esnasında sevdiğini söylediği bir romanı öğretmeninin hediye etmesi kendisini mahcup ve borçlu hissettirmişti.

Durumu babasına açmış ve bir miktar bütçe talep etmişti. Nihayet epeyce gezdiği mağazaların birinde o harika “bordo kazağı” fark etti. Gitti mağaza sahibi ile görüştü ve uygun olan bedenini hediye paketi yaptırdı. Değişim fişi ile birlikte öğretmenine hediye etti. Sonrasında artık tek beklediği öğretmeninin üzerinde görmekti.

Çok fazla bekleme durumu yaşamadı. Bir sonraki derste üzerinde alınan hediye kazak vardı. Ama hediye eden öğrencide adeta bir hayal kırıklığı… Sanki o mağazadaki kazak bu değildi. Orada gördüğü gibi olmamıştı. Kolları bol ve bir miktar uzun, bedeni hocanın bedeni olmasına rağmen, kazak ne kadar değerli, pahalı ve güzel de olsa uygun olan kişi de değil gibiydi…

Durumu fark eden öğretmeni matematik kitabını açmadan konuşmaya başladı.

  • Değerli dostum Kerem. Evvela hediye almayı düşündüğün ve de aldığın için çok teşekkür ederim. Üzerimde ki kazağa bakışlarından ve de “hocam sizin bedeniniz hangisiydi, yanlış bedenimi aldık?” sorundan anladığım üzere üzerimde duruşunu sende beğenemedin. Bu durumdan da gayet haklısın.

Kazak gayet kaliteli ve de markasından da anlayacağımız üzere pahalı bir ürün. Normal şartlarda benim içinde olabileceğim ve alışveriş yapabileceğim bir mağazanın ürünü değil. Buna rağmen bilerek giydim ve yanına geldim. Komik göründüğümün farkındayım. Zaten yol boyunca da sürekli insanların gülüşlerine maruz kaldım. Kaldı ki insanların gülüşlerini çok önemsemediğimi bilirsin. Fakat samimi sözlerle yanıma gelip üzerimde olmadığını söyleyen arkadaşlarım oldu.

Buna rağmen bilerek çıkarmak istemedim. Sana şimdiye kadar işlediğimiz konuların ötesinde bir ders anlatmak istedim.

Değerli dostum gördüğün üzere her şey ama her şey uygun olduğu bedende, hak ettiği yerde güzeldir.

Bu aldığın kazak için de böyledir. Yaptığımız iş için de…

İçine uygun olmadığın her elbise sende komik durur. Sadece ona yaklaşmaya çalışanı (ki buna giymek denmez) mahcup eder.

Hak etmeden doldurduğun her mevki, layık olmadan oturduğun her koltuk, düşünmeden söylediğin her söz, hazırlık yapmadan adımladığın her yol, çalışmadan girdiğin her sınav…

Bu durumun özünü inandığımız kitap olan Kuranı Kerim de (Nisa-58) net bir şekilde ifade eder…

Karmaşık duygular içerisinde olanları anlamaya çalışıyordu. İyi mi yaptım kötü mü? Düşünceleri ile yoğrulan zihnini arındırmaya çalıştı.

“Haklısınız hocam” sözleri ile geçiştirmek istedi…

İbrahim hoca ise, karakterine işlemiş olan başladığı işi bitirme niyetindeydi…

  • Dostum. Haklı olacak bir durum yaşamıyoruz. Hayatımızı yönlendirecek bir rota için sana yol göstermek istiyorum. Bu dersi sana tam olarak öğretebilirsem şimdilerde ülkemiz ve de dünya da “sorun” diye bildiğimiz mevzuları çözümü adına her hafta yaptığımız derslerden daha mühim bir zaman dilimi geçirmiş olacağız…

Mevzuyu fark eden bir Kerem vardı. Elinde tuttuğu kalemi içerisindeki soruları çözmekten, yaptığı işlemleri silmekten fazlaca yıprattığı soru bankasına bıraktı.

  • Hocam beğenip aldığım bir bordo kazaktan nerelere geldik… Söyledikleriniz Cuma sohbetleri gibi geldi açıkçası, dedi.

İbrahim hoca sevdiği öğrencisinin istediği kıvama geldiği için keyiflenmişti.

  • Kerem kardeş, Cuma sohbetlerinde ki sözler arzu ettiğimiz etkiyi etmiş olsalar koskoca İslam alemi kan ağlıyor olmazdı. Her hafta milyonlarca insan gidip dinliyor. Peki, bunca hak hukuk adalet ve de keyifli bir ömür arayışı için neden çoğunluk batı ülkelerine yöneliyor…

Kimse kendisinin doğruluğundan şüphe etmiyor da, neden haberleri korkarak izliyor ya da keyfimiz kaçmasın diye izlemeye cesaret edemiyoruz. Her sokak bir başka vahşet ile adını duyuruyor.

İlk dersimizi hatırla, hayalin üniversite ilk sınıfta yurt dışında herhangi bir ülkeye gitmekti öyle değil mi?

  • Halen öyle…
  • Değerli dostum, gidersin yahut kalırsın orası senin nasibin… Lakin ülkeyi yönetecek kadroların gitmek istemesi, değerli beyinlerin ülkede kalmak istememelerinin sebebini hiç düşündün mü?

Ne zamandır bu ahvaldeyiz. Nasıl değişecek bu çizgi…

Uzunca bir sessizlik kaplamıştı odayı. Söylenecekleri her ikisi de biliyordu. Fakat daha acı olanı söylenecek sözlerin hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini de biliyorlardı.

Müslüman kelime anlamı olarak İslam’a teslim olan kişi demekti. Özünde ise, gönderilen son dinin temsilcileri olan, yeryüzünde adaleti hakkaniyeti sağlayacak haksızlığı giderek kişiler topluluğuydu.

Yazının başında birkaç satırı olan şiir, arzulanan bir dua mı, kaybedilen güzel hasletleri kazanma adına bir yakarış mı?

Müslümanların ve de toplumlarının Müslüman olduğu söylenen ülkelerin durumlarına bakınca Kerem yerine sormak istiyorum… Müslüman ülkelerde ki Müslümanlar nerede? Müslüman ülkelerdeki bu topluluklar kim… İnançları, değerleri ahlakları ne?

İbrahim hoca matematik dersine başlamadan evvel bir kez daha gözlerine odaklandı.

  • Bak kardeşim. Seninle ilk dersimize başlamadan evvel baban ile görüştüğümüzde bana uzun uzun ne kadar akıllı, ahlaklı zeki olduğundan bahsetti. Onu sadece dinledim. Şimdi o sözlere cevap vermek gerekirse ahlaklı olmadığına dair bir duruma şahit olmadım. Akıllı ya da zeki kısmına gelince ise zekanın ölçüsü değişme becerisidir. Zira sadece ölüler ve deliler fikirlerini değiştirmezler. Unutma ki bir yerde herkes birbirine benziyorsa orada kimse yoktur. Diyar diyar gezen ölü bedenlerin coğrafyasında sen evet sen yaşamadan toprak olmayasın…

Ortalık bu son sözlerle adeta buz kesmişti. Sanki evvelki derslerini bugün bu bitmeyen sözlerini söyleyecek samimiyeti sağlamak için yapmıştı.

Ardından sakin bir biçimde derslerini yaptılar. İşlenen konu dışında hiçbir şey konuşulmadı. Ders arasında gelen çay dahi tazelenmedi.

Sonrasında her zaman olan oldu. Ders sonra erdi. Öğretmen ödevlerini verdi. Gelecek planlaması yapıldı. Masanın üzerine çantasından bir roman daha bıraktı.

  • Dostum bu da ay içinde okuman gereken roman umarım beğenirsin…

Soluk bir ses ile gelen teşekkür…

Yolcu ettiği öğretmeninin ardından bir süre düşündü… Ne düşündüğünü dahi bilmiyordu. Düşünmekten ziyade sessiz kalmaktı bu…

Romanı kaldırırken arasından bir fotoğraf düştü. İki farklı bölüm halinde birleştirilmiş bir fotoğraf.

İlkinde meyvelerini yedikleri ağacı kesen ilkel insanlar,

İkincisinde madde bağımlısı oldukları belli olan bir grubun kendilerine yardıma gelen doktorları kovalıyor olmaları…

Fotoğrafın arkasında bir yazı…

İnsanlar bir güzelliğin farkına varamıyorsa, o güzelliği hak etmiyorlar demektir…

Yorumlar (6)
Arzu A. 2 yıl önce
Son söz vurucu olmuş..yüreğinize sağlık hocam..
Murat 2 yıl önce
Syın hocam ahvali çok güzel özetlemişsiniz. Aslında dünyada her memleketin ve her insanın iyi, samimi ve fedakar insanlara ihtiyacı var. Yüreğinize sağlık
Elif 2 yıl önce
Kalemizine sağlık hocam
izzet 2 yıl önce
Diline ve yüreğine sağlık hocam
Seyhan 2 yıl önce
Cok anlamlı... Kaleminize sağlık hocam
Sabire KABACA 2 yıl önce
Emeğinize sağlık hocam…
Günün Anketi Tümü
Bu sezon gol kralı kim olur?
Bu sezon gol kralı kim olur?
Namaz Vakti 23 Nisan 2024
İmsak 04:19
Güneş 05:52
Öğle 12:52
İkindi 16:38
Akşam 19:42
Yatsı 21:08