14.04.2022, 10:43

Estağfirullah Yokuşu

Birkaç yıl öncesinde boş zamanlarımı değerlendirmek için bir kursa yazılmıştım. Kurs bizim oradan 20-25dk. yürüme mesafesindeydi. Evden vakitlice çıkıp aheste aheste gittiğim çok olmuştur, geç kaldığım zamanlarda ise telaşa kapılır, aklıma hep o kestirme yol gelirdi. Kestirme dediğime bakmayın, aslında burası yolu kısaltan dik bir yokuştu.

Peki burayı benim için özel kılan sadece dik yokuşu muydu? Hayır, burayı yazıya almama vesile kılacak olan şey bu yolun sağında ve solunda mezarlık oluşu ve bana yaşattığı hissiyatlar…

Ne zaman bu yol ayrımına gelsem, 2 dk. düşünür biraz ürpererek biraz cesaret toplamaya çalışarak yürürdüm. Yolun manevi havası, anlat anlat bitmez. Sakinliği ve sessizliği de cabası…

Arnavut kaldırımlı bu dik yokuş, selvi ağaçlarının arasından süzülen güneş hüzmeleri ya da sisler içinde sadece görebildiğim mezar taşları ve benim en ufacık sese bile pür dikkat kesilişimle yolculuk başlar, bende bu arada bildiğim bütün duaları okumaya başlardım.

Ben mezar taşlarını okumamak için çabalarken onlar da; dur yolcu! ben de senin geçtiğin yollardan geçtim, beni de es geçme der gibi gözüme gözüme girerdi. Biraz soluklanıp tekrar yürümeye başladığımda ise bana bir sorgulama hali gelir mezarlık sakinleri sanki şahit, kulağımda yankılanan ses: "her canlı varlık ölümü tadacaktır, sonunda dönüp huzuruma geleceksiniz" ayeti kerimesi..(Al-i imran suresi 185. Ayet-i Kerime)

Burdan sonra yolun geri kalanını tevbe istiğfar çekerek tamamlar ve düzlüğe çıkardım biiznillah. Bende bir rahatlama hissi... (elhamdülillah)

Daha sonraları da çok kez kullandım o yolu. O yol, artık benim için; Estağfirullah yokuşu oldu… Acelem olmasa da, bile isteye çok kullanmışlığım olmuştur o yolu. Bana kattıklarını sevdim o yolun; hızlı karar verme, Rabbe yöneliş, sorgulama hali, tevbe istiğfar durağından geçiş ve rahmet kapısına varış. Bu kapıda ise affa mazhar olmak, arınmak ve hafiflemek…

Hayat da böyle değil midir? Her zaman yol ayrımları çıkar karşımıza, hayra ve şerre açılan kapılar, sarp yollar, dik yokuşlar… Seçimlerimiz, hayalini kurup yıllarca kovaladığımız isteklerimiz imtihanımız olmaz mı?

Gayemiz sadece dünyadaki sefahat ise aşımız çok, sırtımız pek olsa da gönül huzura eremeyecektir. Karşımıza çıkan zorlukları anlamakta güçlük çekip isyan çukuruna düşmemiz an meselesi olur…

Oysa bu dünyadan kimler geldi kimler geçti... Hangi güzellikler solmadı, hangi saraylar yıkılmadı. Geçmişten, gidip te dönmeyenden, ibret almalıyız. Göçüp giderken yanımızda götüreceğimiz tek şey; salih amellerimiz, kırmadığımız kalpler, aldığımız helallikler olmalı ki Rahmet-i Rahman’a kavuştuğumuzda O’nun lütfu ilahisine mazhar olabilelim.

Yollarınız her daim açık olsun, dik yokuşlar sizi korkutmasın…

Her ne yapmış olsak bile tevbe kapısı hep açık, yeter ki bizde niyet, dilimizde ise şu anahtar zikir olsun: Estağfirullah el azim.

Selam ve dua ile…

Yorumlar (3)
salih 2 yıl önce
kaleminize sağlık hocahanım
Hülya Kapoğlu 2 yıl önce
Allah razı olsun
Ayşen 2 yıl önce
Aslında vardır herkesin böyle yolları değil mi..orada dururlar fark etmemizi beklerler..sizin farkındalığınızın adı olmuş "Estağfurullah yokuşu",ne hoş :) gönlünüze sağlık
Günün Anketi Tümü
Bu sezon gol kralı kim olur?
Bu sezon gol kralı kim olur?
Namaz Vakti 26 Nisan 2024
İmsak 04:14
Güneş 05:48
Öğle 12:51
İkindi 16:39
Akşam 19:45
Yatsı 21:12