Kardeşlik

İslami literatürde Uhuvvet olarak da ifade edilen, aynı anne babadan vücut bulma durumu…

Sadece bu kadar mı?

Günlük hayatın akışı içerisinde birlikte çalışılan, zaman geçirilen, sırların paylaşıldığı, hüzünlerin bölüşüldüğü, sevinçlerin bir arada olunca arttığı her birerlerimizin hayatının başrolünde rolünü sergileyen birkaç kişi…

Çoğu defa aynı rahmi paylaştıklarımızdan çok daha öte…

Diğer taraftan vakanüvistlere epey mesai yaptırmış bir durumdur ki en büyük mücadele hatta ötesinde savaşlar kardeşler arasında vukuu bulmamış olsun… Mücadele bir sınırı aştığında öylesine korkunç bir hale bürünür ki gerçekleşen olayları duyanlar da, haber olarak okuyanlar da inanmakta zorlanır ve de inanmak istemezler… Zira kardeşler birbirlerini çok iyi tanıdıklarından canların nereden yanacaklarını gayet iyi bilirler…

Moğollardan Selçuklulara, Osmanlıdan Avrupa devletlerine demek isterken burada birkaç not paylaşarak devam etmek istiyorum…

Şöyle ki en yakın tarihimizdeki atalarımız olan Osmanlı Devletinde yaklaşık yüz elli yıl boyunca kardeş katli vacip olarak görülmüş uygulanmıştır. Avrupa da buna benzer bir durumun olmayışının kendimce nedeni kilisenin etkisidir. Zira soyumuzun temelleri olan devletlerde dini lider olan Şeyhülislam padişahın altında bir görevli olduğu için her zaman olmasa dahi ekseriyetle yöneticiyi hoşnut edecek fetvalar üretmekle mesai tüketmiştir.

Avrupa devletlerinde ise özellikle ortaçağ Avrupa’sında Katolik kilisenin tüm güçlerin üzerinde olduğu için tahta geçecek kişiyi kilisenin takdis etmesi gerektiği için kilise kralı, yöneticiyi belirlemiş ve kendi menfaatleri adına gerektiğinde defalarca değiştirmiştir. Bir yer de din görevlileri menfaatleri için yönetimi etkilemiş, diğer tarafta yönetim menfaatleri adına din görevlilerini seçmiş. Kimi tümden gelmiş, kimisi tüme varmış…

Tarihin birçok döneminde kardeşlik sadece bir kelime olarak telaffuz edilmişken, kendisine umduğunun ötesinde anlam bulduğu dönemler de elbette ki gerçekleşmiştir.

Meselenin gelmesi gereken yer ise yine O’(sav)dur. Tek vasıfları öldürmek olan bir topluluğu tüm zamanların yıldızları haline getirmiştir.

Bugün dünyanın en büyük süper güçleri, milyarlarca liralar harcayarak yüzlerce psikolog ve sosyolog desteği sunmalarına, yıllarca uğraşmalarına rağmen insan bedenine zararı olan birçok zararlı alışkanlığı ortadan kaldırmayı başaramamışlardır. Allah Resulü ise çeyrek asırdan kısa bir süre içinde yıldızlarını gökyüzündeki yıldızların dahi adres soracağı parlaklığa ulaştırmıştır.

Henüz hicret sonrası çok kısa bir zaman diliminde ensar ve muhacir arasında tahsis edilen kardeşlik öyle bir çizgiye geldi ki kendisine ön yargı duyanların dahi takdir ettiği tablolar görenleri Gölgesi yere düşmeyenin(sav) gölgesi altına topluyordu.

Kendilerine yapılan cömertçe misafirperverlikten ötürü her gün mahcubiyet yaşayan muhacir ashap, birkaç yıldır kendilerine çölün ebedi serinliği olan Efendilerinin yanına varıyor ve meramlarını dile getiriyorlardı.

Efendim, biz ki senin öğrettiğin üzere Rabbimizin rızası için evimizi, düzenimizi, kimimiz ailesini evladını bırakıp bambaşka diyarlara geldik. Lakin Ensar kardeşlerimiz bizlere öylesine ilgi alaka gösteriyorlar ki… Endişe ediyoruz! Hicret yolculuğu boyunca çektiğimiz sıkıntıların karşılığını bu dünyada tüketir de ahirete elimiz boş gideriz…

Henüz solukları tükenmemişti ki bu defa ensardan olduklarını bilinen birkaç ışık kaynağı sahabe güneşi gölgede bırakan timsalleri ile Efendiler Efendisinin yanına gelmiş ve de “özel görüşme” talep ediyorlardı.

Muhacir grubunda var olan endişenin aksine bir netlik ve kararlılık ses tonlarında kendini gösteriyordu.

Ey Allah’ın Resulü, bizler günlerdir karar veremediğimiz bir konu hakkında senden yardım dilemek için buradayız. Bizler her akşam hanelerimize geldiğimizde, bizleri sevgi ile bekleyen evlat ve ailelerimiz ile vuslata erdiğimizde onlara aynı sevgi ile mukabele etmenin ağırlığı altında eziliyoruz. Zira muhacir kardeşlerimizin inançları adına yaptıklarının yanında bizim yaşayışımız çok zayıf kalmakta… Lakin biz de onlar gibi aynı cenneti istemekteyiz. Bu durum bize çok ağır geliyor. Bizler isteriz ki siz bir yöntem düşünesiniz. İster bağ bahçelerimizden, ister hanelerimizden bölüştürerek muhacir kardeşlerimize de pay verseniz…

Güncel haberlerde ekseriyetle bağ bahçe miras bölümü yapılamadığı için kardeşler arasında var olan kavgalardan, kardeş bildiklerine bağ bahçelerinden pay vermek isteyenlere…

Asrı saadette benzer örneklerin anlatıldığı ciltler dolusu kitaptan sadece merak edenlere Haşr suresi 9. Ayetinin nazil olmasına vesile olan vakayı okumalarını tavsiye ederek sonlandıralım…

Doğru yıldızların rehberliğinde, en karanlık dehlizleri dahi aydın bir biçimde geçerek, kardeşlerimizi bulmak, kardeşlerimizle dünya ve ahirette birlikte olmak dualarıyla…