Böbrek Taşına Limonlu Suyun Faydaları !

Dünya genelinde bir insanın hayatı boyunca böbreğinde taş oluşma olasılığı yüzde on iki. Peki, böbrek taşına limonlu suyun faydası olur mu?

SAĞLIK 26.09.2022, 10:00 26.09.2022, 10:10
Böbrek Taşına Limonlu Suyun Faydaları !

Dünya genelinde bir kişinin hayatı boyunca böbreğinde taş oluşma ihtimali ortalama %12 iken, Türkiye’de bu oran Ankara, İzmir ve İstanbul’da %11, Güneydoğu Anadolu’da ise %30 olarak gözlemleniyor.

Böbrek taşının yaz aylarında daha çok görüldüğünü belirten Anadolu Sağlık Merkezi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Adayener, “Her gün en az iki litre su tüketmek, taş oluşumunu ve tekrar etme riskine mani olmanın ilk adımı. Fakat böbrek veya kalp yetmezliği, bacaklarda venöz yetmezliği ve benzeri durumlar varsa, hastanın bedeninde su birikmemesi adına günlük su ihtiyacı doktor kontrolünde belirlenmeli. Limonata, portakal suyu, limonlu su ve benzeri içeceklerde bulunan sitrat, kalsiyum okzalat ve ürik asit taşlarının oluşmasını engelleyebilir” açıklamasında bulundu.

Toplum içerisinde çokca görülen üriner taş hastalığı, erkeklerde kadınlara nazaran 3 kat daha fazla görülüyor. Prof. Dr. Cüneyt Adayener böbrek taşı rahatsızlığının seneler içinde tekrarlama olasılığının yüksek olduğunu ifade etti. Anadolu Sağlık Merkezi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Adayener, “Ailesinde taş öyküsü olanlarda da daha sık görülüyor. İlk taş atağından sonra tekrarlama oranları birinci yıl %14, ikinci yıl %35 ve üçüncü yıl ise %52 oluyor. Buna göre taş hastalığı olan bir hastada 10 yıl içinde tekrar taş oluşumu ise yüzde 50 ihtimalle görülüyor” dedi.


Limonlu Su Faydaları!


Taş Düşürmede Ağrı En Büyük Şikâyet

Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Adayener üriner taş rahatsızlığında, taşın bulunduğu yere göre şikayetlerin de değişik olabildiğinin altını çizdi. Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Adayener, “Bazen taş böbrekteyken ya da mesanedeyken hastada herhangi bir şikâyet gözlenmiyor. Ancak taş idrar kanalına düştüğünde, idrar akışına engel olarak idrarın birikmesine ve bu nedenle baskı şeklinde genital ve kasık bölgelerinde ağrıya neden oluyor. Bu ağrı genel olarak böbreğin olduğu tarafta kalça ile kaburgalar arasında hissedilirken; aşağıya ve öne doğru yayılarak karın ile kasık bölgesine vuruyor.

Ayrıca idrardan kan gelmesi, bulantı ve kusma gibi şikayetler de görülebiliyor. İdrar kanallarının tıkanıklığı nedeniyle akamayan idrar, böbrekte şişme ve böbrek fonksiyonun durmasına kadar giden tablolara neden olabiliyor” şeklinde konuştu.

7 mm’den Büyük Taşlar İçin Tıbbi Müdahaleye İhtiyaç Olabilir

Hastanın şikayetleri üzerine yapılan idrar tahlili ve görüntüleme yöntemleriyle taş hastalığı için tanı konabildiğini söyleyen Prof. Dr. Cüneyt Adayener, “Ultrasona bakılarak böbrekte bir genişlemenin olup olmadığı değerlendiriliyor ancak en doğru ve güvenilir bilgi üriner sistem tomografisiyle elde ediliyor. Bu sayede taşın yeri, büyüklüğü, anatomisi hatta sertliği ve içeriğiyle ilgili kapsamlı bilgilere ulaşmak mümkün” dedi. Taşın kendiliğinden düşmesinde taşın şekli, boyutu ve kişinin idrar yollarının yapısal özelliklerinin önemli olduğuna değinen Prof. Dr. Cüneyt Adayener, “Genellikle boyutu 4 mm’den küçük olan taşlar fazla belirti vermeden idrar ile birlikte atılabiliyor. Ancak 7 mm’den daha geniş çaplı taşlar için çoğunlukla tıbbi müdahaleye ihtiyaç var” diye konuştu.

Taşın Cinsine Göre Beslenme Önemli

“Üriner taş hastalığı tedavisinde öncelikli olarak iyi bir planlama yapılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Cüneyt Adayener, “Seçilecek tedavi yönteminin başarısı kadar daha sonrasında yeni taşların oluşumunun önlenmesi için yapılacaklar da önemli. Taş hastalığında, taşın sertlik derecesi önemli bir nokta; çünkü sertliği düşük olan taşlar daha çok ürik asit taşlar ve bu da fazla protein tüketiminden kaynaklanıyor. O yüzden taşın cinsine göre uygun diyet yapmak, bu sorundan korunmada yarar sağlıyor. Görülen 5-6 tür taşın beslenme kuralları farklı. Ürik asit taşlarında beslenme düzeninde protein kısıtlamasına gidilse de; örneğin sistin taşlarında diyetin bir etkisi yok” dedi.

Fiziksel Aktivite Taş Oluşumunu Azaltıyor

Türkiye’de en sık görülen kalsiyum oksalat taşlarında ise sanılanın aksine kalsiyumu azaltmanın değil, sağlıklı bir insan kadar kalsiyum alıp, oksalat alımını azaltmanın önemli olduğunu dile getiren Prof. Adayener, “Oksalat ise en çok çay, kahve, kakao, baklagiller ile yeşil yapraklı sebzeler, domates ve çilekte mevcut. Bir diğer tür olan kalsiyum fosfat taşlarında ise eğer kan ölçümlerinde kalsiyum miktarı yüksek çıkıyorsa, diyette kalsiyumu kısıtlamak ve nedenini araştırmak yarar sağlayabiliyor. İdrar yolu enfeksiyonu ile ilgili olan magnezyum amonyum fosfat taşında ise enfeksiyonları kontrol etmek önemli. Beslenmenin yanı sıra ayrıca fiziksel aktivitede bulunmak da taş oluşumunu azaltan bir faktör” diye konuştu.

Tedavide Farklı Yöntemler Uygulanabiliyor

Böbrek taşı tedavisinde dışarıdan şok ses dalgalarıyla taşın kırılması ve cerrahi yöntemlerden söz edilebildiğini belirten Prof. Dr. Cüneyt Adayener, “İlaç tedavilerinde ise ağrı kesiciler, taş geçişini kolaylaştıracak bazı kas gevşeticiler ve bulantı önleyici ilaçlar kullanılabiliyor. Böbrekte ya da böbrek ile idrar kesesi arasında kalan, üreter denilen kanalın böbreğe yakın üst kısmındaysa şok dalgaları ile kırılabiliyor. Yine cerrahisiz bir yöntem olarak, örneğin taş üreter dediğimiz idrar borusunda ise uç kısmında kamerası olan ince ve fleksible bir boru ile idrar yolundan girilerek lazerle de kırılması mümkün. Lazer, taşın boyutundan bağımsız olarak her türlü taşa uygulanabiliyor” şeklinde konuştu.

(Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Yorumlar (0)
Günün Anketi Tümü
Bu sezon gol kralı kim olur?
Bu sezon gol kralı kim olur?
Namaz Vakti 24 Nisan 2024
İmsak 04:18
Güneş 05:51
Öğle 12:52
İkindi 16:38
Akşam 19:43
Yatsı 21:10