Sıcak Zamanlar

Tarih boyunca farklı birçok kişiden farklı anlam ve niyetlerle kullanılmış cümlelerdendi. Yürüdüğü yollarda ısının etkisi ile hararete boğulanda, cephe gerisinde düşmanı bekleyen de sıcak zamanlar yaşıyordu…

Hz İbrahim’in yok edilmek üzere ateşinin yanına sürüklenmesi de, etrafındaki zevatın durumu etki ve tepkisiz olarak izlemesi de sıcak zamanlardandı…

Yaratılmış en güzel varlık olan evladı Yusuf’un(as) peygamber olacağını Rabbinin bildirmesi ile anlaması da, Yusuf’unun abileri olan diğer evlatları tarafından hırsın bünyeyi ele geçirmiş hali hasetle ölümünün planlanmasının farkına varması da Hz Yakup (as) için sıcak zamanlardandı…

Abileri tarafından kuyulara atılması da, köle pazarların da “pek ucuz bir pahaya satılması” da, zindanın daha hayırlı olacağı şenaatlerle karşılaşması da… Yıllar sonra gelen abileri tarafından geçen yarım asırlık zamana rağmen, hırsızlıkla suçlanması da kısa ömrü uzun kılan, dünyayı tüm genişliğine rağmen Hz Yusuf’a(as) dar eden zor, ağır ve sıcak zamanlardandı…

İmkânsız görünen ortam ve mekânlarda bir peygamber tarafından yetiştirilen Hz Meryem için büyümekte, iffetli bir masum olarak başına gelenler ve yaşadıkları da sıcak zamanlardandı… 

Alacağı birkaç altın uğruna efendisini ihbar eden Yahuda için de, havarileri ile son akşam yemeğinde vedalaşan Hz. İsa için de yaşadığı an ve devamında olacaklar sıcak zamanlardandı…

Gözleri dünyaya kapanmış manastırında gönlü ile gökleri gözleyen Rahip Bahira’nın kendisine yaklaşan bir kervandan aldığı güzel rayiha da, kervana rehberlik eden bulut ile titremeye başlaması da sıcak olan zaman dilimleriydi… 

Hz Hatice annemizin yaşadığı şehir Mekke’nin parmakla gösterilen zenginliğine sahip olması da, ömrünün son anlarında bitkin bedeni ve yamalı elbiseleri ile eşi, efendisi, sevgilisi ve de peygamberinin dizi üzerinde gözyaşları birlikteliğinde kendisine cennet koridoru olacak ahirete hicret etmesi de sıcak zamanlardandı…

Gün içerisinde gerçek olmadığını kendilerinin dahi çok iyi bildiği hakaret kelimelerini hep bir ağızdan zikredip, kendi başlarına kalınca “O’ndan(sav) daha güvenilir olanı yoktur. Elimizdeki şu değerli eşyaları O’na(sav) teslim edelim” sözlerini tesbih eden Mekke putperestlerinin zavallı ahvalleri de sıcak zamanlardandı…

Kurtuluşlarına vesile olma adına gittiği panayır şehri Taif’te kendini bilmez bir kısım nadanlar tarafından taşlar altında kalmakta, dönüş yolunda yaptığı dua makbuliyetinde Addas(ra) ile sevinmek de gönülleri yakan sıcak zamanlardandı… 

Hicretten asırlar evvel hükümdar Tübba’nın Medine’ye gelecek ahir zaman nebisi adına ev yaptırması da aynı evde atalarından miras olduğunu bilerek Halid b. Zeyd’in (Ebu Eyyüb el Ensari)Allah Resulüne mihmandarlık yaptığını düşünmesi de sıcak zamanlardandı… 

Herkesin hanesine varıp hediyeler sunduğu Efendiler efendisine beş yaşlarındaki evladı Enes b. Malik’i getirerek, “gördüm ki herkes değerli eşyalar sunuyor, benim verebilecek bir şeylerim yoktur. Lakin kabul ederseniz oğlum Enes akıllı bir çocuktur. Sizlere işlerinizde yardımcı olsun” sözlerini söyleyen Hz Rumeysa’nın sözleri de, Enes b. Malik’in aynı sözler altında on yıl Efendisine sadakat, edep, ihlas ve özveri ile hizmet etmesi de sıcak zamanlardandı…

Bir de Sad b. Muaz vardı. Kurtuluşuna vesile olacak Musab b. Umeyr(ra)’a bir çalımla karşı çıkıp “çabuk buradan git!” şeklinde kükreyen, sonrasında dinlediği gönülden söylenmiş birkaç söz ile kabilesinin yanına dönüp “tamamınız O(ra) adama uymadıkça bende sizinle tek bir söz etmem” olarak ifadelerini güncelleyen, donmuş gönüllerin dahi ısındığı sıcak zamanlardandı… 

On binleri aşan ve aynı hedef uğruna bir araya gelmiş ahzab topluluğu muhasarasında üşümek de, ümmetine yapılan zulümler sonucu hüzünlenmekte, bedenleri soğutan lakin yürekleri yakan sıcak zamanlarındandı…  

Hz Ayşe’nin son anlarındaki eşinin yanından yine eşinin ricası ile kalkarak babası Hz Ebubekir’e “Allah Resulünün yerine namaz kıldır” sözlerini söylemesi de sıcak zamanlardandı… 

“Fırat nehri kıyısında bir koyun kaybolsa hesabı benden sorulur” sözlerini bahşeden Hz Ömer’in adaleti de, kendisini çoğu zaman fakirlik, yoksulluk, geri kalmıştık, huzursuzluk ile göstererek mahkeme salonlarından hicret etmiş adalet de atmosferi ısıtan sıcak zamanlardandı… 

“Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” sözlerini resmeden Hz Ali’de, ehli beyte yapılan zulüm çerçevesinde Hz Ali’ye camilerde yarım asırdan fazla lanet okunması da yürek dağlayan sıcak zamanlardandı… 

Din adına dindara zulmetmekte, ticaretle dini birleştirmekte, sözde inanç ile fitneleri ulaklara yüklemekte, Rabbimizin kitabı keriminde uyarısını yaptığı ehemmiyetli sıcaklıklardandı… 

“Ey iman edenler, dikkat edin yalancılar sizi Allah ile aldatmasın” (Fatır-5)