
Bir el uzanıp salladı kar küresini.
İçinde hayatlar ve hayaller birbirine karıştı.
Her şeyin sallanmasını ve tekrar durulmasını izledi bir çift göz.
Camların dışından bakan gözlerdi bunlar.
Renkler birbiri ardında önce bulanıp sonra duruldular.
Aradan zaman geçti.
Kürenin içinde yeniden, yeni hayat başladı.
Havada savrulan kar taneleri, yavaşça indiler hayatların üzerine.
Küredekiler, bir dahaki sallanmaya kadar sürecek bir hayat kurmaya çalıştılar.
Ne zaman geleceği belli olmazdı, bu sallantının.
Belki biraz mutluluk bulabilirlerdi, zaman gelene kadar.
Her şey tekrar altüst oluncaya kadar.
Belki bu sefer daha geç gelirdi.
Bunu umut etmek bile yeterdi.
Kim bilir belki bir daha gelmezdi?
Karanlıkta belirecek olan ışık…
Hepsi o ışığı bekleyerek tutundular hayata.
Kısa mutluluklar için emek harcamaya başladılar.
Ne zaman biteceğini bilmedikleri, bilemeyecekleri mutluluklar için çabaladılar.
Taşları onlar dizer, başkası yıkardı.
Dizmesi zor, yıkması kolaydı.
Zora katlandılar, yıkımın geleceğini unutturacak o mutlu an için katlandılar.
Umutlardan yeni hayatlarını kurdular.
Kalpleri endişe içinde atarken yüzlerine sahte tebessümler yerleştirdiler.
Gözleri korkudan fal taşı gibi açıktı.
Gözleri açıkken rüyalar gördüler.
Çok beklediler, çok uğraştılar.
Aradıklarını buldular en sonunda.
Son sallantıdan önce kaybettiklerini buldular.
Yıkılanlardan daha güzel hayaller kurdular.
Her şeyin yok olacağından korkmayı bıraktılar.
Harabelerin üzerinde uçan kelebek oldular.
Cam kırıkları üzerinde dans ettiler.
Molozlardan büyüyen çiçekler oldular.
Korkuları silinip gitti, en sonunda.
Bu sefer sonsuz mutluluğu bulduklarına inandılar.
Birbirlerini inandırdılar.
Eski hayatlarının küllerini halının altına süpürdüler.
Sahte tebessümleri gerçekleriyle değiştirdiler.
Karanlıkta ışığı gördüklerine inandılar.
Neyi beklediklerin, neyden korktuklarını unuttular.
Aradıkları her ne varsa buldular.
Bir el tekrar uzandı küreye.
Kar taneleriyle hayal kırıkları beraber süzülmeye başladılar.
Halı havalandı.
Halının altına süpürülen küller etrafa dağıldı.
Sağlam kalan birkaç hayal de savrulurken kürenin camına çarptılar.
Hayaller kırılırken, camda küçük bir çizik bıraktılar.
Küredekiler, sonraki yıkıma kadar sürecek rüyalarını kurmaya başladılar…
17 Mayıs